Lorem İpsum



Olmak için ölmek; Bilmek için sormak...


6 Ekim 2012 Cumartesi

Kolay hayatın zor adamı

ümit...bütün kolay olanların zor adımı geldi, ilk adım zordu, bacağım kısaydı, aklımda fikir çapakları var oldu hep. ümit, harbiden zordu, kimisi ümidiyle yaşardı; kimisi, ümit etmek için... hayat kısaydı, ümitler uzun, zıddıyla bilinir tüm bilinenler, ümidin zıddını bulmak da kolay değildi bana. çünkü yaşanılan hayat isimsizdi bazılarının. ümitler acıydı aslında, mesela sevme ya da sevilme ümidi vardı, özgürlükten mahrum bırakırdı bazı ümitler iç'te. acıyı sana ballandırıp içirirdi böyle ümitler. boşa geçen ömrünün farkında olmaktan mahrum ederdi bu ümitler. kimi ümitler de sadeydi yalnızca, ümitsizliğin ümidi kadar sadeydi. ölmek ümidi mesela, bütün ümitleri dahi yutan, bütün ümitsizliklerin en tatlı ümidi, bütün ümitsizlerin dizinde yatacağı bir anne gibi. annelik ümidi gibi değildi fakat, çünkü ümitsizliğe isyan değildi, geride bir şey bıraktığını hissetmek gibi kandırıcı değildi.

ümit... beklemek gerektirirdi, sabır isterdi, kısa yaşam, uzun ölümler yaşatırdı. gerçeğe başkaldırmak tadında olmuşluğu ilginçti. idama giderken bile bir çocuğun gözüne kaçardı sen ölürken. başka yol var mıydı peki? elbette yoktu, ümit edenlere yol çoktu, ümitsizlere yola gerek yoktu. bütün materyal gerçeklerimizi atsak bile, kandırdığımız kadar mutluyduk hayatta kendimizi. zaman yoktu, yürümek yoktu, yol yoktu, bir yokuşlu yolda yürüdüğüne inanmak vardı, yolun devamını ümit etmek vardı.yokuşlar terletirdi, sabır terimizi silerdi, beklemek yorgunluğu alırdı. yol çoktu inanana, ümit etmeyi bilene.

ümit... kararsızlığa iterdi, buhranlara sokardı. geleceğe attığımız halatlardı ümitler. pek oynama kabiliyetimiz yoktu, çünkü geleceksiz olmaktan korkardı ademoğlu. her anı geçmişe yorar aklı; fakat geleceğe yolculuğu unutmaz hiçbir zaman kalbi. kalpte olan gelecek'ti, ümitlerdi, yani sen'din. ölürken de muhtemelen yaşadığı hayatı değil, muhtemelen karşılaşacağı şeyleri düşünür. hep gelecek ve hep yeni ümitler. ufacık bir inancın ışığı bile yeterdi kimisinin mezarını aydınlatmaya, kurtuluş varken bile yatmaya devam etmeye. kimisi ölü gezerdi bazen işte.kısaca, gelecek olanın mutluluğunu, geçmiş olanın acısıyla karıştırır, insana içirirdi ümit.

ümit... yalnızca ümidi, ümit edebilenindi. madem ümitsiz yaşanmazdı, o zaman ümidi yaşatan da ümitti. ve sonsuz tekrir... ilk adım bundan zordu, gerisi pek de yoktu aslında. benlik kaybolur ümit yaşardı böylece. ham'ı pişirir pişirdiğini yakardı böyle ümit. geri kalanlar, yalnızca korkunun korkusundan dolayı korkmadan yapılan hayallerdi. kısırdı, öksüzdü, süreksizdi, ısmarlamaydı... aynı Aşk gibi kendinden başka bir gaye arayan ümit kendi kendini bitirirdi. ölmeyi ümit eden en fazla ne kadar ümit edebilirdi ki?

-bu yazıdaki her şey yalandır yazanın gözünde, çünkü ümidi ve zıddını tam manasıyla hissedememiştir. hayata ters köşeden bakıldığı için ters yazılmıştır. okuyucunun, bu gereksiz yazının gerekli yerlerini kendi içinde düzeltmesi "ümit" edilir.