Lorem İpsum



Olmak için ölmek; Bilmek için sormak...


2 Kasım 2013 Cumartesi

هو

Ete kemiğe büründüm
Yunus diye göründüm.


Bu zam"an"lar, ben bende değilem. İlk kez iman edenlerin birbirlerine ayna olabileceklerini hisseder oldum. Aynadaki benin ateşini görünce, kendimdeki huzura sanki bir adım yaklaşır oldum. Allahım, sen beni nefsimin yanılgılarından koru, sen beni benden koru, beni senden uzak tutma.

Ene ente, ente ene.

Bu zamanlar, kelimeler ilk kez bu kadar kifayetsiz kaldı, kelimesizliği yaşayarak hayatımızu tükettik biz salaklar. Ama bu zaman başka zaman. O yüzden 4 kelebeğin hikayesini anlatayım,

Bir kelebek, varmış, bu kelebek karanlıkta yaşarmış, zamanlar gözleri kör olmuş, ışığı göremez olmuş, ışığın varlığına kimse onu inandıramamış. Hatta bazen ışıktan gelen sıcağı farketse de onu hep başka şeylere yormuş.

Bir kelebek daha varmış, o ışığı görmüş bakmış ki bir mum yanıyor, yaklaşmış, demiş ki bu ışık hem aydınlatan hem de ısıtan bir şey.

Diğer kelebek cesaret etmiş, bir adım daha ateşe gitmiş, ona dokunmuş, kanadının ucu yanmış, demiş ki bu ışık yakıyor.

Son kelebek de ateşin içine atlamış, ve o kelebekten geriye hiçbir şey kalmamış.