Lorem İpsum



Olmak için ölmek; Bilmek için sormak...


12 Eylül 2019 Perşembe

Bu Odada

Büyümüştü çocukluğumuz durgun sokaklarda
Kaçtık belki kaçırdık belki anlarını zaman zaman hayatın

Şimdi ismi sen olan bir adam ve ben olan bir kadın
Yeniden çevirdik ellerimizi maviliğe ve yeşile

Büyüdü çocukluğumuz diz dize bir odada
O sevdiğimiz ama hiç söyleyemediğimiz güzel insanlar

Şimdi yeniden o odada görmüştü çocukluğunu
Kocaman elleriyle kelimelere dokunan o kadın ve o adamlar





5 Ocak 2017 Perşembe

Hükmü Giymek

"Bazen bu propaganda öylesine güçlenir ki, insan, gözüyle gördüklerine ve kendi düşüncesi ile vardığı yargılarına bile inanamaz olur. Yaratılan bu yapay gerçeklik giderek, özdeki gerçekliğin üzerini örter ve onu kavranılmaz kılar."

E. Fromm (Sahip Olmak ya da Olmak)

2 Aralık 2016 Cuma

Çatlak

Her kurtuluş bir çatlaktan başlıyor, her kölelik gibi..

Senin bile önemsiz gördüğün bir çatlak yıkıyor o korktuğun duvarları, her bir zerre suyun bir çatlak sayesinde kurtuluyor barajın gölgesinden..

Nefsin kötülüğü kötülüğe rağbeti değil, onu önemsiz göstermesinden.. Çatlaklara dikkat çekmemek için savaşır. Ufak tavizlere göz yumar, küçük adımları önemsiz gösterir.

Küçük küçük başlamalı, tüm değişimlerin vardır bir çatlağı. Mesele ümidin çatlağına ne kadar tutunabildiğin.

Bir adım at önemsiz gördüğün iyiliğe, bir adım çekil önemsiz gördüğün kötülükten.

"Fayda kendiliğinden zahir olur."

2 Mart 2015 Pazartesi

? حرية / liberté

Önceden, insanlar ve aynalar;
Artık, kameralar ve hard-diskler...

Asr'a boşuna yemin edilmiş olamaz.

Zamanın uzamsallaş(tırıl)ması bizleri zindanlara tıkıyor. İsyan edemiyoruz çünkü hepsi artık Zaman maskesiyle yapılıyor. Hem de bu maskeyi kendi ellerimizle bize takıp, aynaya baktırıp yaşatıyor..

Fotoğraf, aslında bir anı değil, bir mekanı gösterir. Zamansal değil; uzamsal. Artık an'ında fotoğraf paylaşabiliyoruz.

Bütün iktidarlar zaman'ı anıtlaştırıyor, uzamsallaştırır . ( Ki kontrol edebilsin)

Özellikle de içimizdeki iktidarlar..

Zamanla, her şeye rağmen, baş edilmiyor. O kontrol edilemiyor. İyisi mi uzamsallaştır bizi.. Ama biz ne olduğunu anlamayalım. Pazartesilerden nefret edelim, cumaları heyecanlanalım.

Bunu anlamak bir bana mı imkansız geliyor?

Ah bu ikilem:

Word origin of 'modern' 
Date: 1500-1600
Language: Late Latin
Origin: modernus, from Latin modo ‘just now’, from modus;  → MODE

(from Longman Dictionary of Contemporary English)




29 Kasım 2014 Cumartesi

Gri

The multiplying villanies of nature, do swarm upon him.(Sheakspeare)

ACT-I

İstanbulun üzerinde bir martı dolaşıyor. İstanbul martıları istanbula özeldir. Diğer martılar göçmendir ama istanbul martısı şehr-i aliye aittir. Terk etmez. İşte o martının gözlerinden dünyaya bakabilseydiniz, eğer o martıyla “bir” olabilirseydiniz, kesinlikle şu an olduğuzdan daha mutlu olurdunuz. Ama insanoğlu o martının gözlerine asla sahip olamayacak. Ama Allah’ın o martının gözlerini bahşettiği insanlar da yok değil. Bu martı gözlü insanlar ve denizler asırlardır bir güzellik sembolüydüler. Çünkü denize bakmak ferahlatırdı insanoğlunu. Denizlerimiz de artık bizi rahatlatmıyor. Denizlerimiz eskisi gibi mavi değil. Denizin rengi ne zamandır gri?

Denizlerin renklerinin gri olduğu zamanlarda biz gazete kağıtlarından gemiler yüzdürürdük o denizlerde. Ve o gazeteleri katlarken bir gün, evdeki yığından almış olduğum gazete sayfasının tarihi gözüme çarptı, Haziran 2013. Gri kağıda siyah harflerle yazılmıştı her şey. Gazetenin resimleri yoktu. Kesilmiştiler. Ve resimlerin kesildiği yerlerden su alıyordu kağıt gemilerimiz. Kağıt gemilerimiz battı hep.